Why do we hide ourselves ?

In the course of life, we have questioned ourselves, have you been yourself. When it comes to being yourself, being yourself, it is often thought to be impossible because the phenomenon called surroundings prevents you from doing this. Otherwise, you are living the life that others want.

When people listen to what comes from their minds and live themselves, the society is under the delusion that it will go against values ​​and be criticized. We are mistaken here. A person thinks that he is trying to live himself, but here again, the first thing he thinks about is society. Again, he started this process not from himself but from the society. The self that constitutes one's self begins first with the body. Knowing yourself is freedom, being unlimited. It is intelligence, it is intelligence, it is to be in balance. It is constantly changing. Sometimes it's the same thing. Being independent of time and place. It is energy, it is trust. To know me is to know the self. Being You is a unique awareness.

İnsan doğası ve yapısı gereği bencil bir varlık olarak yaşamını sürdürmekte kendi varlığı ile çakışan kendi varlığı ile mücadeleye giren insanlar bu yolda aslında kendini bulmaya çalışıyor. Ortalama 60 yıllık bir süreç de yaşama tutunan insan varlığı belirli rollere girerek yine kendine belirlediği sınırların içinde yaşamak adlı oyunu oynuyor .

Ben okurlara şu soruyu sormak istiyorum sen ne kadar kendinsin?

Ön yargıya bencilliğe ve egoistliğe sıkıştırılmış ruhunuzu serbest bırakmayı denemeyi red ediyoruz. Aslında varlığımızı bir amaca sürükledikçe aynı amaç doğrultusun da ruhumuzu bedenlerimize sıkıştırıyoruz. Şöyle bir kendi hayatlarınız düşünürseniz yaptığınız seçimleri inceleme şansınız olursa hayatınızda bulunan somut ve soyut her şeyin kendi çıkarlarınız doğrultunsa devam ettiğini göreceksiniz. Çoğu benlik ve kişilik kendine karşı olan yine aslında kendi yararına olabilecek seçimlere hayır diyerek hayatına bencilliğe teslim olmuş bir ruh olarak devam ediyor.  Bunları size küçük örnekler ile açıklayacağım. Örneğin;

Dostluk duygusunu ele alacak olursak kişi seçeceği arkadaş konusunda hassasiyeti ön planda tutarak seçimler yapıyor. Eğer ki en yakın arkadaşınız en zor durumda yanında oldu iseniz ve daha sonra sıra size gelirse onu da yine zor zamanınızda yanınızda görmek istiyoruz aksi durumda ise duruma karşı tarafı ihanet etmiş gibi düşünüp üzülüyoruz. burada değinmek istediğim şudur ki yaptığımız her iyilik için bir karşılık bekliyoruz belki isteyerek belki istemeyerek. Bu aşk konusunda da keza böyle sürmekte aile konusunda da bir çok örnekleri kendi yaşantınızda çevrenizde ki yaşantılarınız da görebilirsiniz .

Ruhunuzu ne kadar çok beklenti içine sokarsanız o kadar çok yanıldığını göreceksiniz. İnsan doğası gereği duygusal yaklaşımlarda bulunabiliyor ama bunu karşılık beklemeden yapan insan sayısı çok az.

Başta da belirtmiş olduğum gibi belirli rollere – iyi arkadaş sadık bir aşık ailesine sorumluluklarını bilen bir çocuk vs vs –  büründüğümüz için bencille yaklaşımlarda bulunuyoruz ve kendimize hangisi sensin sorusunu sormaktan kaçıyoruz. Eğer bundan sıyrıla bilirsek daha saydam düşünürsek hayata karşı duruşumuz da bir o kadar güçleniyor ve asıl mutluluğa ulaşıyoruz.

Peki şunu sormak istiyorum siz ne kadar kendinizsiniz ?